Büyük Domino Ne Yapıyor?

Erkan Öz
| 6 min read

Bir borçlanma senedi yani bono ya da tahvilin hem kendi değeri hem de faizi vardır. Mesela 100 dolarlık 2 yıl vadeli bir bononun %3 faizi olsun. Bu bononun kendi değeri 100 dolar, ‘held to maturity’ yani vade sonu değeri ise 103 dolardır. Ancak siz bu bonoya sahipken yeni çıkan bonoların faizi artarsa, sizin tuttuğunuz tahvilin faizi artık piyasa faizinin altında kaldığı için bonolarınızın kendi değeri düşer. Örneğin %4 faizli yeni bir tahvil çıkarsa sizin kağıdın kendi değeri, vadesi gelmeden satmaya kalktığınızda mesela 99’a iner. Faiz artışları sert olursa, bono değerleri de sert biçimde düşer. Fakat 2 yıllık vadeyi beklerseniz, borçlanma senedini çıkaran kurum (şirket, banka, devlet vs) size vade sonu değeri olan 103 doları ödeyecektir.

2022 Yılında merkez bankaları çok hızlı şekilde faiz arttırınca hedge fonlar, emeklilik fonları ve özellikle bankaların, ellerinde tuttuğu bonoların piyasa değeri hızla eridi. Bankalar bu borçlanma kağıtlarını vade sonu değerinden kabul ettikleri için bilançolarda sorun görünmüyordu. Ancak bir nedenle müşteriler paralarını talep ettiğinde, bankalar ya da fonlar bonoları piyasa değerinden satmak zorunda kalacak ve gerekli parayı bulamayacakları için iflas ilan edeceklerdi.

Mart ayında Amerika ve Avrupa’da yaşanan bankacılık krizinin temelleri aslında 2022 Sonbaharı’nda atıldı. Merkez bankalarının faiz artışları sonucu ABD Borsa Endeksi SP500, 16 Ağustos-12 Ekim arasında 4305,2 puandan %16,9 kayıpla 3577,03 puana düştü. 23 Eylül’de İngiltere devlet tahvillerinde yaşanan yoğun satışlar ülkenin emeklilik fonlarını batma noktasına getirdi.

Geçen yıl Eylül-Ekim döneminde meydana gelen bu türbülansın aylar sonra küresel ölçekte önemli bankaların iflas etmesine neden olacağını o tarihte kimse aklına getirmedi. Oysa Mart 2023’e ABD ve Avrupa’da bankalar domino taşları gibi bir bir devrildi. Amerika’da Silvergate, Signature, Silicon Valley ve First Republic, Avrupa’da ise Credit Suisse teker teker iflas etti. Dominoların en büyüğü İsviçreli Credit Suisse, 2022 yıl sonunda 1,4 trilyon $’lık varlık yönetiyordu!

Peki Credit Suisse 2022 Sonbaharı’nda piyasalar karışmaya başladığında ne ile meşguldü? İsviçreli dünya devi sermaye arttırmaya çalışıyordu. İngiltere bonoları patlamadan hemen bir gün önce 22 Eylül’de Credit Suisse’in sermaye arttırımı için yatırımcılarla görüştüğü haberi medyaya düştü. Banka, para bulmak için ABD piyasasında yürüttüğü yatırım bankacılığı işlerini ve varlıklarını satmayı düşünüyordu. Nitekim Credit Suisse 15 Kasım’da ABD’de varlığa dayalı ürünlerden oluşan portföyünün büyük kısmını sattı. Bu ürünler içinde sonradan birçok bankanın başına bela olacak ticari gayrimenkul kredilerine dayalı kağıtlar önemli yer tutuyordu. Suudi National Bank’a 1,6 milyar $ değerinde hisse satışı da yeni sermaye bulma planları içindeydi. Ancak 4 milyar $ sermaye bulmak hedefiyle alınan tüm bu tedbirler işe yaramadı. 167 Yıllık bankacılık devi Credit Suisse 19 Mart’ta iflas etti ve en büyük rakibi UBS’e satıldı

Tüm bu olayları neden tekrar anımsattım? Çünkü birkaç hafta önce Amerika’da bazı bankalar yine direkten dönmüş olsa da bankacılık krizi hala bitmedi. Daha da önemlisi yine çok büyük bir domino, tıpkı Credit Suisse’in batmadan önce gerçekleştirdiğine benzer işler yapıyor.

ABD Westlake, Texas merkezli Charles Schwab tam 7,05 trilyon $ yönetiyor! 33,8 Milyon aktif yatırım hesabı, 2,4 milyon emeklilik hesabı ve 1,7 milyon bankacılık hesabına sahip olan Charles Schwab ülkenin en büyük onuncu bankası olarak kabul ediliyor. İşte ABD’de faaliyet gösteren bu dev yapı da tıpkı Credit Suisse’in iflas etmeden önce yaptığı gibi para bulma arayışına girdi. Charles Schwab, 19 Mayıs’ta piyasalardan 2,5 milyar $ borçlanmayı düşündüğünü açıkladı. Üstelik bankanın CEO’su Walt Bettinger daha 15 Mart’ta sermaye arayışında olmadıklarını söylemişti.

Charles Schwab 2022 sonunda ABD’de sermayesine oranla en büyük ‘vade sonu değeri’ ile bono tutan bankaydı. Charles Schwab’ın ‘held to maturity’ yani vade sonuna kadar tutma sözü verdiği varlık miktarı Aralık 2022’de 173,1 milyar $’a yükselmişti. Oysa bu varlık kalemi 2021 sonunda ‘sıfır’dı. Bankanın hemen satışa uygun varlıklarının değeri ise aynı dönemde 390,1 milyar $’dan 147,9 milyar $’a düşmüştü. Charles Schwab’ın sermayesi yani varlıklarından müşterilerine karşı yükümlülükleri düşüldüğünde kalan fark ise 2021 sonunda 56 milyar $’dan, 2022 sonunda 36,6 milyar dolara gerilemişti. Eğer banka bir nedenle vade sonu değeri ile kaydettiği bonoları piyasa değerinden satmak zorunda kalsa muhtemelen sermaye 20 milyar $’lara kadar düşecekti. Sermayenin negatife geçmesi bankaların müşteri taleplerini yerine getirememesi ve iflas etmesi anlamına geliyor.

Mart ayı sonunda Charles Schwab’ın durumu daha da kötüye gitti. Hemen satışa hazır varlıkların değeri 147.9 milyar $’dan 141,3 milyar $’a indi. Sermaye ise 36,6 milyar $’dan 36,3 milyar $’a düştü. Bu da bankanın Mart’ta inkar ettiği halde Mayıs’ta neden para bulmaya çalıştığını açıklıyor.

Charles Schwab bu durumda olan tek banka değil. Pacwest, Western Allience, Bank of Hawaii, BPPR, US Bank Corp vb bir çok banka hakkında söylentiler dolaşıyor. Elbette Charles Schwap’ın piyasada para arıyor olması tek başına, bankanın kesinlikle batacağına dair bir delil oluşturmaz. Ancak özellikle enflasyon ve işsizlik verileri Fed’in istediği kadar hızlı kötüleşmez ve merkez bankaları faiz artışlarına birkaç ay daha devam ederse ya da ekonomik durgunluk şiddetlenirse bu bankaların durumunun daha da kötüleşeceğini unutmamak gerek. Bir gözümüz bunların üzerinde olmalı…

___

İlginizi çekebilir: