Düzenlenmiş FATF Kripto Yönergeleri Hala ‘Merkezi Denetime Dayalı’

Tim Alper
| 5 min read

Mali Eylem Görev Gücü‘nün (FATF) kripto sektörünü denetleyen denetçiler için yakın zamanda güncellenen kılavuzu her zaman sektörde ve ötesinde dalgalar yarattı. Olmayacak bir işi yapmaya çalıştıklarına yönelik iddialara rağmen, düzenleyiciler kripto uyumluluğu için bütün gayretleriyle çalışmaya devam ediyorlar.

Kaynak: Adobe/Jarretera

Her şeye rağmen, dünyanın dört bir yanındaki hükümetler potansiyel olarak sorunlu Seyahat Kuralı da dahil olmak üzere, kendi ulusal hukuk kurallarında yer alan yönergelerine yönelik süreci çoktan başlattılar.

Karapara Aklamayı Önleme Sertfikalı Uzmanlar Derneği‘nde (ACAMS) Amerika Kıtası Karapa Aklamayı Önleme Başkanı William Scott Grob, FATF’nin son çabalarının “sektörün ihtiyaç duyduğu eksiksiz çözümden uzak” olduğunu, ancak bunun yine de “denetçilerin konuyu ele almak için uguladığı iyi bir girişim” olduğunu iddia etti.

Cryptonews.com‘a konuşan Grob, konu kara para aklama (AML), terörün finansmanıyla mücadele (CTF) ve nükleer silahların yayılması finansmanını önleme ile mücadele söz konusu olduğunda FATF’nin “teknik uygunluk önerileri” konusundaki yaklaşımının iyi niyetli olabileceğini, ancak gerçek dünyada “bu çabaların mali suçları henüz hafifletmediğini” belirtti.

Grob şunları söyledi:

“Bu, suç faaliyetine değinmeden bir ileri bir geri ilerleyen yavaş bir yürüyüş. Bilakis, suç örgütleri kamusal emsallerinden daha bilgili ve daha tekniksel bir hal aldı.”

Gerçekten de bazıları özellikle de kripto söz konusu olduğunda, düzenleyicilerin neredeyse her zaman kendilerini hem sektördeki yenilikçilerin hem de vicdansız siber suçluların bir adım gerisinde bulduğu konusunda hemfikirdir.

Sektörden bir uzman geçen yılın sonlarında Cryptonews.com‘a büyük ölçüde kriptoya özgü sektörler yerine geleneksel finans sektörü için geçerli olan ilkelere dayandığını hissettiği gerçeğinden dolayı Seyahat Kuralının “amaca uygun olmadığını” söyledi.

Grob, Seyahat Kuralının “teknoloji gereksinimlerinden ödün vermeden birçok kripto savunucusunu tatmin etmeyeceğini” kabul etti ve şu açıklamalarda bulundu:

“Ödeme şeffaflığı, gönderen tarafın aracının, alıcının ve yararlanıcının ayrıntıları hakkında netliğe sahip olmasını sağlayan bir bilgi aktarım yöntemi üzerine inşa edilmiştir.”

Ancak, bu “geleneksel yaklaşımın” finans kurumlarını “teknolojiden bağımsız olarak benzer bir şekilde” denetlemeyi amaçladığını da sözlerine ekledi.

Grob, FATF’in yaklaşımının “tüm taraflara uygulanan merkezi kontrole dayandığını” belirtti. Kriptonun doğası merkeziyetsizlik modelleri etrafında inşa edildiği için düzenleyicinin sektörü giremeyeceği ve girmeyeceği bir yöne çekmeye çalıştığı görülüyor.

İlk başta başaramazsanız…

Tarihin sektöre bu konularda vereceği bir ders varsa, o da şudur: Düzenleyiciler, işe yarayan bir çözüm bulamazlarsa, uğraşmaktan vazgeçmeyecekler.

William Scott Grob

Belki de kanıtlar gösteriyor ki, baştan aşağıya bir çözüm gerekli değildir: Bazı ülkelerin düzenleme çabaları konusunda özel sektörden yardım almaya çalıştıkları Doğu Asya’ya bakarak bir yanıt bulunabileceğine dair işaretler var.

FATF, güncellenmiş yönergelerde, en büyük finansal düzenleyici olan Finansal Hizmetler Ajansı‘nın (FSA) 2017’de ciddi anlamda sanal varlık hizmet sağlayıcılarını (VASP’ler) denetlemeye başladığı Japonya durumunu tartışıyor.

FSA’nın 2017 araştırmaları, FATF’nin ifadesiyle, “Müşteri Durum Tespiti (CDD) ve Müşterinizi Tanıyın (KYC) kalitesinde ve kayıt tutmada tutarlı hataların yanı sıra önemli pozisyonlarda düzenleyici anlayış ve uzmanlık eksikliği buldu.”

FATF devam etti:

“Bu sorunları ele almanın ve en iyi uygulamaları sunmanın önemli bir yolu da sektörle diyalog kurmak olabilir. FSA, karşılaştığı sorunlarla ilgili geri bildirim sağlamak üzere esas olarak kendi kendini düzenleyen Japonya Sanal ve Kripto Varlık Değişim Derneği aracılığıyla VASP’lere düzenli olarak ulaşmıştır.”

Grob da Japonya ve Singapur’un VASP uyumluluğuyla ilgili konularda diyalog açısından zengin yaklaşımlarıyla doğru yolda olduklarını düşünüyor.

Grob, “Hem Japonya hem de Singapur, daha fazla özel sektör-kamu işbirliğini, teknoloji odaklı çözümler üretmeyi ve sanal varlık topluluğu ile daha anlamlı bir müzakereyi vurguluyor. Yaptırım eylemleriyle cezalandırmaktansa ilerici bir yaklaşım olarak teknolojiden ve teknolojinin arkasındaki kuruluşlardan yararlanmayı tercih ediyorum” dedi.

Gelecek perspektifleri

Kısa vadede, FATF’nin gerçekten sapmak istemediği bir yol haritası var gibi göründüğü için düzenleyici ortamın çok fazla değişmesi olası görünmüyor.

Ancak Grob, yine de biraz esneklik payı olduğunu ima etti.

FATF, 2019 yılının yazında yayınlanan orijinal kılavuzlarında, kendi sözleriyle “ülkelerin hizmet sağlayıcıların kara para aklama ve terör finansmanı risklerini değerlendirmelerini ve azaltmalarını ve FATF tavsiyeleri kapsamında tüm AML/CFT önleme tedbirlerini uygulamalarını sağlamalarını gerektiren 15 tavsiyesini tanıttı.”

Bunlar, “müşteri durum tespiti, kayıt tutma, şüpheli işlem bildirimi” ve “tüm işlemlerin hedeflenen mali yaptırımlara uygunluk açısından taranmasını” içerir. FATF, bunun “AML/CFT düzenlemesine tabi diğer varlıklar gibi” yapılacağını belirtti.

Ancak FATF, Cayman Adaları ve Danimarka’daki ilerlemeye ilişkin yakın tarihli bir takip raporunda bir dereceye kadar esnek olabileceğini gösterdi.

Grob, yaklaşım tamamen mevcut finansal sistemleri korumaya yönelik olduğu için, FATF’nin “15. Tavsiye Kararının geriletilerek ülkeleri VASP kontrollerini iyileştirmeye teşvik edeceğini” söylüyor.

Her şeye rağmen, uluslararası düzenleyiciler sektörü denetleme konusunda gerçekten ciddiyse, çok şeyin değişmesi gerekiyor.

Grob, FATF’nin “yasa uygulama ve sürdürme konuusundaki boşlukları ele alması gerektiğini” belirtti.

Düzenleyicilerin enerjilerini denetim rejimlerini güçlendirmeye ve “düzenlenmiş kuruluşlara AML, CTF ve yayılmayı önleme kontrollerini yürürlüğe koymaları için baskı yapmaya” harcamaya devam etmekten ziyade, kripto sektörünün çok farklı bir ilkeler kümesi etrafında inşa edildiğini fark etmelerinin önemli olduğunu belirtti.

Grob, “Sektör uyum sağladıkça bilgi, yeterlilik ve teknik uzmanlıkta yeni boşluklar ortaya çıkacak” dedi.

Grob, başarının anahtarının önceki düzenleyici çabalarının, hem tüketici hem de vergi mükellefleri için ACAMS yöneticisinin “maliyetli bir uygulama” olarak adlandırdığı “yüksek riskli müşterilerin, yargı alanlarının ve kanalların suç faaliyetlerini ele almadan finansal olarak dışlanmasından” biraz daha fazlasına yol açtığını anlamayı içereceğini sonucuna vardı.