S&P Global, Ethereum ETF’leri Hakkında Uyarı Yayınladı
S&P Global, Salı günkü açıklamasında, ABD’de önerilen Spot Ethereum ETF’lerinin onaylanması durumunda, stake edilmiş tokenlerin az sayıda sağlayıcı arasında merkezileştirilmesinin, Ethereum ağının yoğunlaşma sorununu daha da artırabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Bu önerilen ETF’ler, Ark Invest ve Franklin Templeton gibi firmalar tarafından sunulmuş olup, temeldeki Ethereum (ether) varlıklarını “stake ederek” yani belirli bir miktarda etheri teminat olarak kullanarak getiriyi artırmayı hedefliyor. Staking, blockchain ağının güvenliğini ve işleyişini sürdürmek için doğrulayıcılar olarak bilinen katılımcıların cüzdanlarında belirli bir miktar etheri kilitlemelerini gerektirir.
S&P analistleri Andrew O’Neill ve Alexandre Berry’ye göre, yalnızca ether tutan Spot Ether ETF’ler, Ethereum ağının doğrulayıcı karışımını etkilemeyecek. Ancak, staking özelliğini içeren ETF’ler, özellikle önemli miktarda yatırım çektiklerinde, bu karışımı etkileyebilecekler.
Dünya genelinde, ABD dışında bazı Ether ETF’leri zaten staking özelliğini entegre etmiş durumda. S&P Global’e göre, bu tür dış ETF’lerin yönetimindeki toplam varlıkların değeri yaklaşık 800 milyon dolar civarında.
Spot Ethereum ETF’leri İçin Son Tarih Yaklaşıyor
SEC, şu anda sekiz adet Spot Ether ETF başvurusunu değerlendiriyor ve ilk kararın 23 Mayıs 2024 tarihinde verilmesi bekleniyor. Bernstein analistlerinin tahminine göre, bu tarihe kadar bir ETH ETF’in onaylanma olasılığı %50 olarak görülüyor ve yıl sonuna kadar bu onayın neredeyse kesinleşeceği öngörülüyor.
S&P’nin raporuna göre, ABD’de onaylanan spot bitcoin ETF‘lerinin işlem hacmi, onaylandıktan bir ay sonra 14 Şubat itibarıyla 12 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu işlem hacmi göz önüne alındığında, analistler ABD’de onaylanacak Spot Ether ETF’lerinin, özellikle stake etme özelliği içeriyorsa, Ethereum ağındaki doğrulayıcıların konsantrasyonunu önemli ölçüde değiştirebileceğini düşünüyor.
Eğer Spot Ether ETF’ler, Ethereum ağında önemli miktarda ether stakingine yol açarsa, bu durum ağın merkeziyetsizliğini ve güvenliğini tehlikeye atabilir. Özellikle, belirli doğrulayıcıların ağ üzerinde aşırı etkisi veya kontrolü, ağı tek bir hata noktasına veya kötü niyetli aktörlerin gizli anlaşmalarına karşı savunmasız hale getirebilir. Bu, ağın işleyişini ve güvenilirliğini etkileyebilir ve Ethereum topluluğu ve yatırımcıları için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Coinbase’in Gözü Daha Büyük Pastada mı?
Coinbase, son zamanlarda onaylanan ABD’deki 11 Bitcoin ETF’lerinden 8’inde saklama hizmeti sunuyor. Bunun yanı sıra, ABD dışındaki en büyük dört Ether staking ETF’inden üçünde staking hizmeti veren kuruluş olarak biliniyor.
Analistler, Coinbase’in Ethereum’daki doğrulayıcıların %14,4’lük ikinci en büyük payını kontrol ettiğini belirtiyor. Buna karşın, merkeziyetsiz staking protokolü Lido, stake edilen tokenların %31,7’lik daha büyük bir payını elinde tutuyor.
S&P’nin belirttiğine göre, ABD’de Ether staking ETF’lerini başlatan kurumların, Lido gibi merkeziyetsiz protokollerle doğrudan etkileşimde bulunmaları beklenmiyor. Bunun yerine, bu kurumların, Lido’nun doğrulayıcı konsantrasyonu ile ilişkili riskleri azaltabilecek bir kurumsal dijital varlık saklayıcısı olan Coinbase’i tercih etmeleri öngörülüyor:
“Yeni dijital varlık saklayıcılarının piyasaya girmesiyle birlikte, ETF ihraççılarının hisselerini farklı kuruluşlara yayarak bu tür yoğunlaşma risklerini azaltma olanağı doğabilir.”
