Yield Farming’in Sonraki Bölümü: Ethereum 2.0 ve Sürdürülebilirlik

| 6 min read
Chyna Qu. Kaynak: DeFiner

Chyna Qu, kripto tasarrufları, krediler ve ödemeler için merkezi olmayan finans ağı DeFiner‘in kurucu ortağı ve operasyon direktörüdür.
_____

Kaynak: Adobe/A Linscott

Yield farming, yatırımcıları ya da likidite sağlayıcılarını içeren ve kripto varlıkların birçok DeFi uygulamasında çalışmasını sağlayan ana akım bir DeFi (merkezi olmayan finans) uygulaması olarak gelişti. Yield farmer’lar, sermayelerinden (tokenler) maksimum getiri elde etmek için akıllı sözleşmelerden ve protokollerden yararlanır; Likidite sunmayı ve borç vermeyi (lending) içeren farklı stratejiler kullanarak varlıklarını hareket ettirirler. Yield farming basit bir arz ve talep döngüsü olsa da, kullanıcılar akıllı sözleşme hataları, ani tasfiye veya token devalüasyonu gibi bazı önemli risklerle karşı karşıyadır.

Tıpkı medyanın ilgisini çeken ve blockchain teknolojisinin daha fazla benimsenmesini sağlayan 2017’nin ilk coin teklifi (ICO) patlaması gibi, DeFi’nin salgının görüldüğü bu yılda en iyi kripto trendi haline geldiğine şüphe yok. Bu durum, Şubat 2020’de sadece 1 milyar dolardan Eylül 2020’ye kadar 10 milyar dolara yükselen DeFi sözleşmelerindeki kilitli toplam değere yansıyor ve büyümenin çoğu bu yıl kaydedildi.

Kaynak: defipulse.com

Bununla birlikte, mevcut DeFi dalgalanması ile önceki ICO patlaması arasında, DeFi’nin 2017’nin ICO’nun altın çağından daha sürdürülebilir bir pazara ulaştığını gösteren birtakım önemli farklar var. Yeni başlayanlar için, tecrübeli yatırımcıların dikkate alınan stratejiler yoluyla dahil olmasıyla piyasa daha olgun bir durumda. İkincisi, yield farming’i çevreleyen aşırı reklamlar, 2017 ve 2018’de ICO’larda gördüğümüzden önemli ölçüde daha düşük. Bu şu soruyu akla getiriyor: DeFi, daha sürdürülebilir bir finansal ekosistemi yakalamak için nasıl gelişecek?

Yield farming’deki yükselişi ne kadar sürdürülebilir?

Compound‘un yeni tokeni COMP‘u dağıtmaya başladığı Haziran 2020, yield farming’in yeniden doğduğu ve ana akıma girdiği dönemdi. Likidite madenciliği kısa süre sonra COMP’un sadece birkaç hafta içinde önde gelen DeFi tokeni haline gelmesine yardımcı oldu. Compound, kullanıcıların yalnızca yönetişim tokenini ödünç alıp ödünç vererek COMP kazanmalarına imkan tanıdı. Bazı kullanıcılar, çok yüksek getiri sağlayarak, en yüksek COMP getirisine sahip tokenleri ödünç almak için kaldıraçlı krediler kullandı. Bu likidite madenciliği modeli kısa sürede diğer DeFi projelerinde de tekrarlandı ve hızla standart DeFi sektörü uygulaması haline geldi.

Şimdi, likidite madenciliği ve yield farming protokollerinde yer alan birçok açık kaynaklı proje ve uygulama bulunuyor. Bu yazı kaleme alınırken, MakerDAO, Uniswap ve Aave gibi en iyi projeler artık kilitli toplam değer açısından DeFi alanında öne çıkıyor.

Eylül ayında DeFi alanını sarsan Sushiswap skandalı, Sushiswap’in kurucusunun 2.5 milyon değerindeki Sushiswap tokenlerinin tamamını ethereum’a (ETH) dönüştürmesinin ardından devalüasyon risklerine ışık tuttu. Başlangıçta birçok kişi tarafından bir kripto çıkış dolandırıcılığı olarak kabul edilen devalüasyon, artık en çok korkulan yield farming risklerinden biri haline geldi. Sushiswap efsanesi, ardında birçok sorun bıraktı, en önemlisi şudur: yield farming’in popülaritesindeki artış ne kadar sürdürülebilir?

Geleneksel finans uzmanları ve hatta blockchain meraklıları için, yield farming ve DeFi çok yüksek bir risk gibi görünüyordu; çıkış dolandırıcılıkları, çılgın APY’ler (yıllık yüzde getiri) ve başarısız projeler, bazı eleştirmenlerin ve medyanın yield farming’in uzun vadede başarısız olacağını öne sürmesinin nedenlerinden sadece birkaçıdır. Bununla birlikte, kripto para birimleri gibi her yeni merkezi olmayan finansal konseptte aşırı medya çılgınlıkları ve anlatıların beklendiğini unutmamalıyız.

Kullanıcıları aşırı APY’lerle ödüllendirmek için gelecekteki kazançları kullanan platformların orta ve uzun vadede sürdürülebilir olmayabileceği konusunda hemfikir olsam da, yeni proje ve yield farming ile beslenen ürün sayısındaki artış, nihayetinde merkezi olmayan finansın uzun ömürlülüğü için bir emsal oluşturacaktır. Birçok DeFi ürünü çok sayıda ve artan likidite ile geliştiği için sürdürülebilirliğinin büyük bir kısmı yield farming’e ve yeni ürünlerin ne kadar iyi geliştiğine bağlıdır.

DeFi’nin uzun vadede sürdürülebilirliği için bir sonraki adım ölçeklendirme ve düzenlemedir

Bu inovasyonlar, finansın çehresini değiştirme ve kripto para birimleri ve diğer benzer varlıkların yaygın olarak benimsenmesini teşvik etme potansiyeline sahiptir.

Öte yandan, yield farming büyümeye ve DeFi’nin daha fazla tanınmasına yol açmaya devam ederken, şimdi Bitcoin‘in de çok eski bir sorunu olan ölçeklenebilirlik ile karşı karşıya. Ethereum ağının birden fazla işlemi idare etme kapasitesi giderek daha fazla tehdit altında; ağ tıkanıklığı işlem sürelerinin yavaşlamasına ve sonuç olarak gas (işlem) ücretlerinin artmasına neden olur.

ETH fiyat grafiği:

Kaynak: bitinfocharts.com

Yield farming ve açık finansı her düşündüğümde, Bitcoin’in tarihine geri dönüyor ve kripto ve dijital varlık alanının ne kadar yol katettiğini düşünüyorum. Önümüzdeki birkaç ay içinde, daha başarısız olan bazı projeler, özellikle gerçekçi olmayan APY’leri olanlar, DeFi dünyasına olumsuz bir ışık tutabilirler. Ancak geriye kalan birçok DeFi projesi için yield farming, DeFi’nin ötesine geçecek ve çoğu için yenilikçi bir finansal çözüm olacak bir endüstri standardı haline gelecektir.

Ethereum’daki tıkanıklığı azaltarak DeFi’nin hizmet kalitesini iyileştirmesi ve böylece daha hızlı ve daha ucuz işlemler sağlaması beklenen Ethereum 2.0’ın yaklaşan lansmanı ile DeFi’nin yakın geleceği parlak görünüyor. Yönetim altındaki DeFi varlıkları arttıkça, yield farming’in sürdürülebilir ve merkezi olmayan bir ekonominin temellerini oluşturan uygulamalar sunması gerekiyor.

Yield farming, ortaya çıkan birçok DeFi projesinden kar elde etmek isteyen piyasa katılımcıları için çok fazla popüler olduğunu kanıtladı. Ancak DeFi ekosistemi gelişiminin bir sonraki aşamasına geçerken, yield farmer’lar uygulamalarının daha geniş merkezi olmayan ekonominin lehine nasıl gelişebileceğini düşünmelidir. Ancak o zaman, orijinal DeFi piyasa yapıcılarının ilk önce mümkün olduğunu düşündükleri kitlesel benimsemeyi çekebilecek gerçekten ölçeklenebilir ve dönüşüme yol açabilecek bir ekosisteme sahip olacağız.
____
Daha fazlası için:
Araştırma: DeFi ‘Umutlu’ Hayranlar Kazanıyor Ancak Ethereum’un ‘Tacı’ Tehlikede
DeFi Yatırımcılarının Karşılaştığı 4 Risk
DeFi Sektörü Yasaları İhlal Ediyor – Harekete Geçme Vakti